1 YAZAR 1 EDEBİYAT : BABAMIN YERİ
Bu ay sizlere Fransız edebiyatıyla merhaba demek istedim. Her ay yeni bir yazar ve yeni bir edebiyatla tanışmaya çalışıyorum ve sizleri de bundan haberdar etmek istiyorum. Bu kitap okuduğum ilk Fransız eseri değil ama ruhuma dokunan ilk eser diyebilirim.

Babamın Yeri isimli kitap için hem kurgu hem otobiyografi denebilir. Kitabın yazarı Annie Ernaux, 2022 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi bir yazar. İlk basımı 1983 olan bu kısacık ama dolu dolu kitabın insanın ruhuna, ailesine ve köklerine dokunduğunu düşünüyorum. Kitapta bir genç kızın ağzından babasının ölümünden sonra, eski anılara dönerek özellikle babasının hayatını irdelemesini takip ediyoruz. Babasının çocukluğu, gençliği, annesiyle evliliği, çocuklarının olması -anlatıcının kendisi oluyor-, yeni işleri, işçilik hayatları..
Bir insanın hayatına neler sığabilirse aslında onu okuyoruz.
Şimdi gelelim ayrıntılara, biraz da merakınızı giderelim. Fakir bir Fransız kasabasında büyümüş ve ömrü fakirlikle geçmiş birinin zannediyorum çok ukala, burnu havada olması beklenemez. Buradaki baba figürümüzle aslında hem sınıfsal farklar işlenmiş, hem işçi sınıfı problemlerine yer verilmiş, hem de aile bağlarının sınıf atladıktan sonra ne hale geldiğine değinilmiş. Baba hayatı boyunca azla yetinmiş bir adam ama buna rağmen bir şikayeti veya bu yüzden bir mutsuzluğu yok aslında. Yerini bilip yaşamaya devam ediyor sanki. Tabii bunu asla dile getirmiyor. Öte yandan babasının bunu hak etmediğini düşünen kişi, kız çocuğu yani anlatıcı.
Anlatıcı olan kız, öğretmen okuluna gidip sonra da statü sahibi biriyle evleniyor. Evlendikten sonra ailesini tek başına ziyaret ediyor. Kocası onunla yalnızca önemli olaylar için geliyor gelirse. Yetişkin yaşında geriye dönüp anlamlandırmaya çalışıyor her şeyi. Anne ve babasının hareketlerini, davranışlarını ve paralarını tabii ki. O evden çıkınca ve geri dönmeyip sınıf atlayınca ukalalıktan nasibini alıyor diyebiliriz.
Şimdi böyle söyleyince "Ne kadar kötü bir kız bu" diye düşünmeyin. Onun böyle düşünmesinin sebebi toplum. Bence temelinde olay örgüsü şu şekilde işliyor; babası ve annesi hayatlarından memnun sayılırlar, şikayetleri varsa da asla yüksek sesle dile getirmiyorlar çünkü şükretmemek ayıp, günah. Kız okuyup kendini geliştirince buna anlam veremiyor bence ve babasının ölümüyle beraber anlam aramaya çalışıyor.
Kitabın isminin Babamın Yeri olması anlatıcı yüzünden değil de babasının zaten bunu toplum yüzünden içselleştirmiş olmasından kaynaklı. Yani en azından ben okuduğumdan bu anlamları çıkardım.

Okudukça hızla akan bir kitap demek isterdim size ama öyle değil. Fransız edebiyatı beni genel olarak zorluyor diyebilirim. Dili ve tarzı hep ağır geliyor bana. Öte yandan en başta da söylediğim gibi kitap benim ruhuma dokundu, sık sık toplumu ve hayatı düşünmeye itti. Yerimizi bilmemiz gerektiğine biz kendimiz karar vermiyoruz, toplum karar veriyor. Bu karara ses çıkaranlar kazanılmış hayatlar yaşarken içselleştirenler neler kaybettiğinin farkında olmadan göçüp gidiyorlar.
Umarım bu kitap en az bana dokunduğu kadar size de dokunur ve düşünüp bir şeyleri değiştirmemize de yardımcı olur.
Zeynep Ağuş
Editör: Zeynep Berra Şen
Grafiker: Selim Emre Köseoğlu