top of page

Karanlıkta Bir Kibrit: Mary Ellen Wilson

Hepimiz "Sen yanmazsan, ben yanmazsam, o yanmazsa, karanlıklar nasıl çıkar aydınlığa?" demiş ya da dendiğini duymuşuzdur. Nazım Hikmet'e ait olan bu sözler, çeşitli konularda değişikliklerin tetiklenmesi gerektiği gerçeğini son derece etkili bir şekilde gözler önüne sermekte. Tam da bundandır ki tarihin çeşitli noktalarında adlarından övgüyle de olsa lanetle de olsa bahsedilen insanların eylemleriyle açtığı yollarda kimi zaman dikenler kimi zaman da güller içinde yürüyoruz. İşte bugün sizlere anlatacağım hikaye, karanlık zamanlarda şimdiki çocuk haklarının oluşması için yanmak zorunda kalmış ve bu sayede bir sürü çocuğun yolundaki taşları bir nebze de olsa temizlemiş genç bir kızın hikayesi. Fakat konuya doğrudan girmeden önce ufak bir bilgilendirme yapmak isterim. Şaşırtıcı bir gerçek olsa da 1860'lı yıllarda taciz ve istismara uğrayan küçük çocuklar, kanunlar tarafından korunmuyorlardı. Bunun yerine hayvan hakları savunucuları olaya müdahale edip çocuğu kurtarmak zorundalardı. Ve Mary Ellen Wilson Amerika'da çocuk haklarının oluşmasına sebep olan çocuk istismarı vakasıydı. Evet, gerçekten de durum böyleydi. Küçük tatlı hayvanlarınızı dövseniz ya da onlara kötü muamelede bulunsanız Amerikan Toplumu Hayvanlara Zulmü Engelleme Cemiyeti o hayvanı sizden alma hakkına sahipti. Hatta bazı durumlarda hapse bile girebilirdiniz. Öte yandan bir çocuğu dövseniz ya da ihmal etmeniz durumunda hiçbir yaptırım olmuyordu çünkü kanunlar çerçevesinde çocuklar babaya ait mallardı.



Küçük Mary'nin hikayesi, başına gelecek şeylerden önce bile trajik bir şekilde başlıyor. Henüz iki yaşında bir bebekken önce babasını kaybetmiş, annesi ise çalışmak zorunda olduğundan ona bakması için Martha Score adında bir kadına emanet etmek zorunda bırakmış. Fakat annesi birkaç kere ödemeyi geciktirdiği için Martha, henüz iki yaşındaki küçük Mary'i New York Şehri Hayır Kurumlarına annesinin izni olmadan vermiş. Annesinin finansal durumu düzeldikten sonra çocuğunu geri almaya gelmiş. Fakat Martha ona yalan söyleyip onu kızının öldüğüne inandırmış. Yıkılmış olan anne Francis Wilson orayı terk etmiş ve küçük bebeğinin neler çektiğini ve korkunç şeyler yaşadığını asla öğrenememiş.


O zamanlar çocuk evlat edinmek son derece kolay ve kayıtlar ise denetlenmemekteydi. Belki de bu yüzden Mary'i evlat edinen çift olan Mary ve Thomas McCormack, sadece onun ailesi olduklarını iddia ederek Mary'i yanlarına alıp kurumu terk ettiler. Daha sonradan anlaşıldı ki bu evlat edinmenin asıl amacı Mary'i çocuk işçi olarak karşılıksız çalıştırmaktı.



Mary'nin yaşadığı yer.


Her ne kadar Thomas, Mary'i evlat edinmesinden kısa bir süre sonra ölmüş olsa da eşi Francis McConnell adında bir adamla evlendi. Ve asıl bu döneminde Mary çok uç derecede istismara maruz kaldı. Yaşadığı muhitin tamamında onu evlat edinen üvey annesi tarafından vahşice dövüldüğü bilinmekteydi. Fakat ne yazık ki yalnızca dövülmekle kalmadı... Mary Wilson ayrıca yakıldı, kırbaçlandı, aç bırakıldı ve saatler boyu ufacık bir yerde kilitli kaldı. Bunların yanı sıra ağır bir şekilde çalışmaya ve yerde uyumaya zorlandı. Ancak o durumda bile küçük kız yere bir köpek gibi zincirlenmiş vaziyette kirli bir paspasın üzerine yatıyordu.


O dönemde fakir insanlar için çalışmalar yapmakta olan bir misyoner olan Etta Wheeler adındaki bir kadın olanları duyup bir göz atmak istedi. Duyduklarından ötürü bazı tahminleri olsa da karşılaştığı manzara beklediğinden çok daha korkunçtu... Mary Wilson'un kırılgan ve aç bırakılmış küçük vücudu yanık ve kesiklerle doluydu.


Elbette çocuğun o evden alınması için bu durumu yetkililere bildirdi. Öte yandan size en başından söylediğim durumlar geçerliydi. Etta Wheeler'a yardımcı olamayacaklarını, çocuğun bu şekilde fiziksel yollarla disipline edilebileceğinin ve Mary Wilson'un Francis McConnel'in malı olduğunu söylediler. Tahmin edebileceğiniz üzere onlar ''Sokakta kalacağına başının üstünde bir çatısı olsun daha iyi'' diyorlardı.


Ne yapacağını bilemeyen ve çok çaresiz hiseden Etta, hayvan haklarını koruma kurumuna gitti. Oranın kurucusu olan Henry Bergh, yardım etmeye son derece istekliydi. Etta gerekli kanıtları ve şahitleri temin ettikten sonra hukuki yollar arandı. Mahkemede Mary'nin söyledikleri ise şu şekildeydi:


''Hem annem hem de babam öldü. Kaç yaşındayım bilmiyorum. Connolly ailesiyle yaşamadığım bir zamanı hatırlamıyorum. Annem neredeyse her gün beni kırbaçlama ve dövme alışkanlığı içindeydi. Bunu ham deriden burmalı bir kırbaçla yapardı. Kırbaç vücudumda her zaman siyah ve mavi bir iz bıraktı. Şimdi kafamda annem tarafından yapılmış siyah ve mavi izler ve alnımın sol tarafında bir makasla yapılmış bir kesik var. Bana makasla vurdu ve kesti; Hiç kimse tarafından öpüldüğümü hatırlamıyorum. Hiç annem tarafından öpülmedim. Hiçbir zaman annemin kucağına alınmadım ve okşanmadım. Kimseyle konuşmaya cesaret edemedim, çünkü etseydim kırbaçlanırdım. Ne için kırbaçlandığımı bilmiyorum. Annem beni kırbaçladığında bana hiçbir şey söylemezdi. Annemle yaşamaya geri dönmek istemiyorum, çünkü beni çok dövüyor. Hayatımda hiç sokağa çıktığımı hatırlamıyorum.''


İnsanın içini yangın yerine çeviren bu ifade sonucu, Mary'nin üvey annesi caniliğinden ötürü bir yıl ağır işçilikle cezalandırıldı. Eminim sizler de benim gibi düşünüyor ve çektirdiği onca acıya karşı bu cezanın yetersiz olduğuna inanıyorsunuzdur. Ceza aldığına şükür demekle yetineceğim.


Elbette bu yazıyı bitirirken Mary Wilson'un akıbetinden de bahsedeceğim. Davadan sonra Etta Wheeler'ın küçük kız kardeşi tarafından evlat edinilen Mary, bir tanesi evlatlık olmak üzere üç çocuk annesi olarak hayatına mutlu bir şekilde devam etti. Çocuklarından birine ise onu kurtaran Etta Wheeler'ın adını verdi.


92 yaşında vefat edene kadar da bu durum böyle devam etti. Gerek çocukları gerek torunları tarafından aktarılan bilgilere göre geçmişindeki korkunç olaylar hakkında nadiren konuştu. Öte yandan bütün yaşadıklarına rağmen kibar, şefkatli ve cana yakın bir tavır sergiledi. Ve en başında da söylediğim gibi, diğer çocukların korunması için oluşturulan kanun, onun başına gelenler sayesinde oluşturuldu.


Yazımı bitirip sizlere veda ederken başka bir noktaya tekrar dikkatinizi çekmek isterim. Mary'i kurtaranlar hayvan haklarıyla alakalı konularla ilgilenen bir cemiyetin başkanı ve kalbinde iyilik barındıran bir kadındı. Mary Wilson bize kadın ve çocukların tarihin bir hayli uzun bölümünde hayvanlara tanınan haklara bile sahip olmadıklarını gösteriyor. Tarih, dönüp dolaşıp başa sarıyor...


Kaynakça

https://en.wikipedia.org/wiki/Mary_Ellen_Wilson






9 görüntüleme
bottom of page